Friday, June 13, 2008

Chicago Oasis

Ihlamur kokulu, yasemin kokulu, leylak kokulu bir Haziran gunu. Gecen sene bu vakitleri baz alirsak coook sicak olmali, klima yetismemeli, fan pir-pir calismali, kavurucu ve de nemli bir yaz gunu olmali Haziran sonu. Oysa degil, cicek kokulu, yagmurlu, parcali-bulutlu, pufur-pufur esen, limonata gibi bir bahar, Mayis gunu gibi. Chicago cok guzel, cok yardimci tasinma surecinde. Gunduz ruzgarlar esiyor, serin geliyor, gece ruzgar duruyor. Burada ruzgar tersine. Her iklim olayinin bas sebebi gol. Binanin arkasindaki patio da kimse oturmuyor, oysa guneslenmek, yemek yemek ve barbeku icin cok uygun. Kimse benim gibi ders calismiyor, kimse benim gibi en sevgili varligi olan laptopunun basinda klavye tikirdatmiyor. Butun bahce benim...
Civardaki kilisenin cani, sokakta oynayan cocuklar, yan binada hafif bir sirilti ile sicrayan minik fiskiye, sipidik terlikli insanlar, islerinden donenler, rush-hour taksi trafigi, teyp anonslari 8. kattan bile duyulan sevgili 22 / Clark otobusu, ve sehirde oldugumuzu hep hatirlatan o ugultu ve siren sesleri. Hepsi cok guzel bu, Chicago buyuk, kocaman bir oasis.

Chicago da tabi ki cok ozel yerler var, sakinlik isteyenlere. Bir tanesi ozellikle favorim, ama cok belli bir zamanda, agaclar cicek actiginda gitmek lazim. Chicago Art Institute' u gecince, Michigan Avenue ustunde.





Bodur, alcak agaclarin birbirine sarilarak kocaman bir cardak olusturduklari bir havuz basi. Birkac adim merdiven ile iniliyor. O kadar sakin ki , sanki sehrin sesi orda yok, sanki tum sesler susmus havuz fiskiyesi haricinde. Su alcak dallara degiyor, yikiyor. Insanlar agaclari ceviren tas setler ustunde alcak sesle konusuyor, meditasyon yapiyor, okuyor, uyuyor.




Huzurun resmi bu olmali..

No comments: