Thursday, December 14, 2006

Gitmek / Yürümek / Kachmak

Yürümek az gidilen yolu seçmektir. Kişi yürümeyi seçtiği yolun bedelini öder. Yürümek, geri adım atmayı içine sindiremez, sindirmemelidir, kişi buna izin vermemelidir. Çünkü, yürümek gitmektir, arkana dönüp bakmadan gidebilme cesaretini gösterebilmektir.

Yürümek, kaybettiğini kabullenmektir. Bir şeyi kaybetmek, başka bir şeyi kazanmaktır. Önemli olan neyi kaybedeceğine ve neyi kazanacağına karar vermektir.Yürümek kararlılık gerektirir.

Yürümek, rastlantının ta kendisidir.Bazen kişi neye rastlayacağını önceden kestirebilir, kendisini üzeceğini bile bile o rastlantının o rastlantı olmasını sağlar. Yürümek olabilecekleri sezmek demektir. Bir sezgi kuvvetidir. Bu yüzden bazen yaralar yürümek, ağır yaralar hem....

Yürümek, görmektir. Gördüklerinin fotoğrafını çekmektir. Kalbini daha fazla yaralasın, kanatsın diye...O yüzden bazen yürümek, kalbin kanamasıdır, ama kan kaybına rağmen yol almaktır. Sabırla yaraları sarmaktır. Çünkü sabır büyütür insanı.... Yürümek bu anlamda, beklemektir biraz....Kaygıyla tanışmaktır, taşımaktır onu omuzlarında...

Yürümek, eşiktir. Eşikten içeri ya girersin, ya girmezsin... artık orası sana kalmış bir şeydir.

Yürümek, ara vermektir, mola almaktır hayattan. Yolun sonuna geldiğini kabul etmektir. Yolun değişe bildiğini görmektir.

Yürümek, değişmektir.

Yürümek, ruh yetmezliği yaşamaktır, daha doğrusu ruh yetmezliği yaşayıp kendini kendinden dışarı atmaktır. Kendine katlanamadığın noktada kendinle barışmak için kendini yollara vurmaktır. Kendinle hiçbir zaman barışamayacağını, tökezleyip duracağını bilmektir.

Yürümek, tökezlemekten başka bir şey değildir desem yeridir. Yürümek, bir gün yürüyemeyeceğini bilmektir. Onun için, yürümek, hep daha fazla yürümeyi istemek, yürümeye bir türlü doymamaktır.

Yürümek, yetinmemektir.

Yürümek, ufku geniş olmaktır. Uzlaşmamak, uzaklaşmaktır.

Yürümek, uzak olmadığından dolayı özlemektir bir de... Geride bıraktıklarını, alışkanlıklarını, sevdiklerini, eşyalarını özlemektir... Yüreğinin bir parçasının hep bir yerde asılı kalmasının acısını çekmektir. Bu yüzden yürümek yüreğin ta kendisidir.Kim bilir, belki ikisi de aynı
fiilden türemişlerdir, de sonradan ayrı düşmüşlerdir.

Bunu ben yazmadım, sadece paylaşmak istedim.

Wednesday, December 13, 2006

Ve Kachak ses veriyor. Bu gece (tabi Chicago ya göre gece) bir ses verelim bakalım, yayını başlatalım.

Bir arkadaşımın deyişiyle "Bazen gitmek kalmaktan zordur." Bana hep gitmek cazip geldi, kimi buna "kaçmak" dedi, kimisi " yüreğinin götürdüğü yere gitmek". Kimi bana "radikal" dedi, kimi "çılgın", kimi "kuvvetli". Oysa ben bunların hiçbiri değilim, sadece canım sıkılmıştı.

Bu blog un ilhamı sevgili arkadaşım Buenos Aires fatihi Didem , isim anne-babaları da bana "kaçıyorsun" diyenler.

Evet, kaçıyorum : işten-güçten, itiş-kakıştan, stresden, kalabalıktan, tozdan-dumandan, en önemlisi dolan küpümden kaçıyorum. Bir gün bu çok sevdiğim şehirden de kaçacağım, günü gelince. Ama hiç bir zaman ailemden , arkadaşlarımdan , sevdiklerimden kısaca insanlardan kaçmayacağım.

Ben Chicago ya kaçalı veya İstanbuldan kaçalı veya işimden ve baskıdan kaçalı 4 ay oluyor. Bu 4 ayın özetini yapmayacağım, bilen biliyor, dolu-dolu, zor ve sancılı geçti. Dördüncü keredir ev kurarak, yeniden tuzluk - biberlik, ütü ve elektrik süpürgesi alarak, sincapların peşinde, çukulata kokuları ve Kuzey Kutbundan gelen kuru ve soğuk hava içinde. Ama "İşte buymuş ya!" dedirterek. Bu gökyüzünün altında şu an olmam gereken yer buymuş. Yarına Allah kerim!

Çok istikrarlı bir yayın hayatı yapabilirmiyim bilmiyorum, deneyeceğim. Belki kimseye ilginç gelmeyecek benden başka. İlginç gelen, gelmeyen konuları yazarsanız sevinirim, kendi kendime konuşur durumda olmayayım.

Gelelim günün haberine :

Burada karlar eridi, bahardan kalma bir hava, yağmur ve güneş bir arada. Bugün okulun ilk semester i başarı ile bitti, hem aldığım dersler hem de verdiğim ders ile ilgili işlerimi tamamladım. Henüz bilimsel bir parıltı ve ilgi gösteremedim, ama ilk adımı attım. Bölümün filozofu sayılacak bir hoca ile "nasıl akademik araştırma yapılır" konulu bir oturum yaptık. Bundan sonra hoca proje alırsa - ki sağlık sektöründe- katılmayı bekliyorum. Gelecek dönem derslerini seçtim. Yaşasın tatil !!! İşler bitince İstanbul'da belli şeyleri yapmayı özlediğimi farkettim : rakı-balık, Hisar da kahvaltı, Sultanahmet. Bi de tabi Alis Harikalar Diyarında konulu filmimizin mekanı : Ayvalık. "Yaaa" diyen sesleri duyar gibi oluyorum, arkadaşlar bu bir öğrencinin tatil hayalleridir, tatil bitince 3milyon nüfuslu, göl kıyısındaki "köyümüze", sincaplı kampüsümüze, entellektüel kaygılarımıza , akademik sıkıntılarımıza ve "basit" öğrenci hayatımıza geri döneceğiz.

Bu gecelik bu kadar, Kachak tan sevgilerle...