Ve Kachak ses veriyor. Bu gece (tabi Chicago ya göre gece) bir ses verelim bakalım, yayını başlatalım.
Bir arkadaşımın deyişiyle "Bazen gitmek kalmaktan zordur." Bana hep gitmek cazip geldi, kimi buna "kaçmak" dedi, kimisi " yüreğinin götürdüğü yere gitmek". Kimi bana "radikal" dedi, kimi "çılgın", kimi "kuvvetli". Oysa ben bunların hiçbiri değilim, sadece canım sıkılmıştı.
Bu blog un ilhamı sevgili arkadaşım Buenos Aires fatihi Didem , isim anne-babaları da bana "kaçıyorsun" diyenler.
Evet, kaçıyorum : işten-güçten, itiş-kakıştan, stresden, kalabalıktan, tozdan-dumandan, en önemlisi dolan küpümden kaçıyorum. Bir gün bu çok sevdiğim şehirden de kaçacağım, günü gelince. Ama hiç bir zaman ailemden , arkadaşlarımdan , sevdiklerimden kısaca insanlardan kaçmayacağım.
Ben Chicago ya kaçalı veya İstanbuldan kaçalı veya işimden ve baskıdan kaçalı 4 ay oluyor. Bu 4 ayın özetini yapmayacağım, bilen biliyor, dolu-dolu, zor ve sancılı geçti. Dördüncü keredir ev kurarak, yeniden tuzluk - biberlik, ütü ve elektrik süpürgesi alarak, sincapların peşinde, çukulata kokuları ve Kuzey Kutbundan gelen kuru ve soğuk hava içinde. Ama "İşte buymuş ya!" dedirterek. Bu gökyüzünün altında şu an olmam gereken yer buymuş. Yarına Allah kerim!
Çok istikrarlı bir yayın hayatı yapabilirmiyim bilmiyorum, deneyeceğim. Belki kimseye ilginç gelmeyecek benden başka. İlginç gelen, gelmeyen konuları yazarsanız sevinirim, kendi kendime konuşur durumda olmayayım.
Gelelim günün haberine :
Burada karlar eridi, bahardan kalma bir hava, yağmur ve güneş bir arada. Bugün okulun ilk semester i başarı ile bitti, hem aldığım dersler hem de verdiğim ders ile ilgili işlerimi tamamladım. Henüz bilimsel bir parıltı ve ilgi gösteremedim, ama ilk adımı attım. Bölümün filozofu sayılacak bir hoca ile "nasıl akademik araştırma yapılır" konulu bir oturum yaptık. Bundan sonra hoca proje alırsa - ki sağlık sektöründe- katılmayı bekliyorum. Gelecek dönem derslerini seçtim. Yaşasın tatil !!! İşler bitince İstanbul'da belli şeyleri yapmayı özlediğimi farkettim : rakı-balık, Hisar da kahvaltı, Sultanahmet. Bi de tabi Alis Harikalar Diyarında konulu filmimizin mekanı : Ayvalık. "Yaaa" diyen sesleri duyar gibi oluyorum, arkadaşlar bu bir öğrencinin tatil hayalleridir, tatil bitince 3milyon nüfuslu, göl kıyısındaki "köyümüze", sincaplı kampüsümüze, entellektüel kaygılarımıza , akademik sıkıntılarımıza ve "basit" öğrenci hayatımıza geri döneceğiz.
Bu gecelik bu kadar, Kachak tan sevgilerle...
Bir arkadaşımın deyişiyle "Bazen gitmek kalmaktan zordur." Bana hep gitmek cazip geldi, kimi buna "kaçmak" dedi, kimisi " yüreğinin götürdüğü yere gitmek". Kimi bana "radikal" dedi, kimi "çılgın", kimi "kuvvetli". Oysa ben bunların hiçbiri değilim, sadece canım sıkılmıştı.
Bu blog un ilhamı sevgili arkadaşım Buenos Aires fatihi Didem , isim anne-babaları da bana "kaçıyorsun" diyenler.
Evet, kaçıyorum : işten-güçten, itiş-kakıştan, stresden, kalabalıktan, tozdan-dumandan, en önemlisi dolan küpümden kaçıyorum. Bir gün bu çok sevdiğim şehirden de kaçacağım, günü gelince. Ama hiç bir zaman ailemden , arkadaşlarımdan , sevdiklerimden kısaca insanlardan kaçmayacağım.
Ben Chicago ya kaçalı veya İstanbuldan kaçalı veya işimden ve baskıdan kaçalı 4 ay oluyor. Bu 4 ayın özetini yapmayacağım, bilen biliyor, dolu-dolu, zor ve sancılı geçti. Dördüncü keredir ev kurarak, yeniden tuzluk - biberlik, ütü ve elektrik süpürgesi alarak, sincapların peşinde, çukulata kokuları ve Kuzey Kutbundan gelen kuru ve soğuk hava içinde. Ama "İşte buymuş ya!" dedirterek. Bu gökyüzünün altında şu an olmam gereken yer buymuş. Yarına Allah kerim!
Çok istikrarlı bir yayın hayatı yapabilirmiyim bilmiyorum, deneyeceğim. Belki kimseye ilginç gelmeyecek benden başka. İlginç gelen, gelmeyen konuları yazarsanız sevinirim, kendi kendime konuşur durumda olmayayım.
Gelelim günün haberine :
Burada karlar eridi, bahardan kalma bir hava, yağmur ve güneş bir arada. Bugün okulun ilk semester i başarı ile bitti, hem aldığım dersler hem de verdiğim ders ile ilgili işlerimi tamamladım. Henüz bilimsel bir parıltı ve ilgi gösteremedim, ama ilk adımı attım. Bölümün filozofu sayılacak bir hoca ile "nasıl akademik araştırma yapılır" konulu bir oturum yaptık. Bundan sonra hoca proje alırsa - ki sağlık sektöründe- katılmayı bekliyorum. Gelecek dönem derslerini seçtim. Yaşasın tatil !!! İşler bitince İstanbul'da belli şeyleri yapmayı özlediğimi farkettim : rakı-balık, Hisar da kahvaltı, Sultanahmet. Bi de tabi Alis Harikalar Diyarında konulu filmimizin mekanı : Ayvalık. "Yaaa" diyen sesleri duyar gibi oluyorum, arkadaşlar bu bir öğrencinin tatil hayalleridir, tatil bitince 3milyon nüfuslu, göl kıyısındaki "köyümüze", sincaplı kampüsümüze, entellektüel kaygılarımıza , akademik sıkıntılarımıza ve "basit" öğrenci hayatımıza geri döneceğiz.
Bu gecelik bu kadar, Kachak tan sevgilerle...
1 comment:
Hatirlarsan benim bloguma ilk satirlari sen yazmistin.. Bu acilisi da yapmak bana kismetmis.. Gercekten uzaklardan bir ses bir nefes duymak cok baska..Ayrica arkadaslardan da birkac satir yorum geldi mi inanin tadina doyum olmuyor!(kissadan hisse..buradan Melikenin arkadaslarina duyurulur)Hayatinda yeni bir sayfa daha acmis oldun.Ne diyelim..Hayirli ugurlu olsun......Didem
Post a Comment