Wednesday, June 25, 2008

55 West Chestnut insanlari











55 West Chestnut, Fewkes Building once # 302 sonra #802. 2 senelik evim, yani hakikaten 'home sweet home' durumu. Isiklar icinde, hem residential hem de Magnificient Mile a 4 blok, daha ne olsun? Bay window un onunde karlari seyrettim, kizaran yapraklari, dolunayi, yagmurlari, firtinalari, sokagi, sehri.. Evim, 55 West Chestnut Street..
Bu bina Draper & Kramer denen buyuk ve eski bir property management sirketinin en berbat ve yasli binasi. Ilginc bir profil var sakinler acisindan ; ya cok sakinler yani emekli ve yaslilar, ya da cok dinamik, yani genc. Aile ve coluk cocuk gercekten tek tuk. Binayi ilginc kilan da bir kadrosu var.
Kapidan girdik sagda ofis var. Ofis 8.30 - 4.30 arasi acik, haftasonu idareten birileri geliyor ev gosterme calismasi yogunsa. Ofise girince ilk masa : daim telas, pur telas, yapacak iki kalem isi varsa paralize bir Penny. Penny, her nedense daima telasli, daima cok isi var, ve de daima digerleri ile kavgali. Yasi sanki 55+, emeklilik bekliyor, ama sigorta icin calismasi gerekiyor. Sigara iciyor, bu nedenle sesi hep boguk ve kisik. Devamli takiliyorum, aslen cekiniyorum da. En buyuk ozelligi bir sey istediginizde veya report ettiginizde hatta Hi! dediginizde, neyi neden yapamayacagini anlatmasi hemen. Yani imkansizlik ve cozumsuzluk kralicesi. Onu gorunce servis sektorunde nasil olmamak gerektigini anliyor insan. Gider ayak, nedense, bana cok isten davraniyor. Itiraf edeyim kadina ilk zaman aptal muamelesi yapmistim. pek insiyatifi yok, karar veremiyor, enerjisini ve stresini teknik kadroyu azarlayarak atiyor.
Ofisin yoneticisi Susan. Sanki Penny kadar, daha enerjik duruyor. Tum kararlari o veriyor, yani bir yere delege etmiyor. Hep mesgul, "what can i do for you?" derken zaten isini yapiyor. Sanki soylemek istedigi : benden bi sey istemesen? Onunla aramzi cok iyi, air condition / gurultu felaketinde beni onden iyi kaziklamisti, neyse duzeltti.
Bas muhendis (muhendislik yapacak ne ise?) Leon. Kendisi ince, uzun bir African American. Sabah 6.30 da geliyor, 2 de is birakiyor. Binadan yasadigina dair rivayet var ama super bir kamuflajla hic gorunmuyor, halbuki giris katinda olmali. Odasi inanilmaz bir yer, yok hakikaten yok! O esyalar kimin, niye birikmis, ne olacak? Muamma!! Once yildizimiz pek barismadi, hatta sagir sultanin bile zorlanmadan duyabilecegi o evlere senlik air condition sesinin varligini kabul etmiyordu. Ama sonradan aramiz iyi oldu. Her sefer annemin hatirini sorar, gecen sene hastalaninca cok uzuldu herhalde. Leon Penny ile Karagoz / Hacivat iliskisi icinde, hatta daha derin bir nefret halleri bile var. Direkt azarliyorlar birbirlerini. Donmeden once ust-bas olarak leon a cok sey verdim, o da homeless lere goturuyor. Salvation Army e goturmekten iyi, hem de sadece alt kata indiriyorum. Donecegim hafta bir sabah kapiya geldi, ve sarildi bana. "Sen cok iyi idin, o gurultude bile cok kibar davrandin" dedi. O gitti, ben agladim.
Ben geldigimde kapida Jose vardi. Jose herkesin cok sevdigi, mutlaka sohbet ettigi, Ispanyolca pratik yaptigi bir Meksikali. Ayni Turklerin Almanya 'ya gidip hemserilerini yanlarina almalari gibi, Meksika dan gelmis, ve arkadas / akrabalarini Chicago'ya getirip bir de ayni apartmanda ise yerlestirmis. Hep guleryuzlu, hep hatir sorar, her seyi hatirlar, herkesi tanir. Once bana esyalarin montesinde yardimci oldu, sonra ust kata tasidi, kardesimle ahbap oldu, en son depoya tasidi. Her eve lazim bir Jose o. Amerika'da ictenlik gordugum ilk ve nadir insanlardan. Hic unutmam bana evinden fazla board getirdi, duvata cakti, ruzgar gulumu de o asti. Karisi Irma bir okulda temizlik yapiyor, haftasonlari temizlige gidiyor. Bana da cok geldi, ama temizligi Allah a emanet. Cok duzgun ve temiz insanlar. "Kapici", "temizlikci" deriz ama Jose'nin cok guzle bi cipi var. Tabi ekstra is yapiyor durmadan, birseyler alip satiyor, ozetle her ise gidiyor, her seyi degerlendiriyor. Jose kapidan teknik kadroya "terfi" etti. Bana gore kapida cok iyi idi, ve sohbeti guzeldi. Ama ona gore terfi etti, sanirim daha cok kazaniyor. Hala da her isimize kosuyor, buna tamirat da dahil. Hatta Chicago'ya gelince beni ara, yardimci olurum dedi. "Melike te, que paso?", "De nada Jose."
Jose terfi edince kapiya Arturo gecti. Biz pek memnun kalmadik, sohbeti yok, "alright" ve "good night" dan baska kelam yok. Ters bi de. Ama ben onunla da cok kaynastim, soze daha az dayali, daha cok jestlerle anlasiyoruz. Devamli ona paket soruyorum, o da paketlerimi beni kapidan gorur gormez veriyor. 5 te gelip 1 de gidiyor, 9 da yemek molasi var, kapi bombos..
Guido cok ezik, o da teknik kadroda, ama benim gordugum yaptigi tek teknik is supurge. Zaten teknik kadro nun isi eve gelip bakamk, musluklari sikmak, o kadar. Gerisi Leon'a aktarmak. Yani ilk mudahale, pek cozum beklenmeyecek. Alberto'dan gercekten rahatsiz oluyorum. Bunlarin icinde isten en cok anlayan o. Ama muslugun damladigini kabul etmiyor bir turlu, yuzu de hep asik. Biz pek anlasamadik. Roberto kaza gecirdikten sonra kapiya gecti bir sure. Bu meksikalilarin icinde aksansiz ingilizce konusan bir o var. O da yardimci herseye. Bir tane African American var, uzun boylu, bembeyaz sacli ve guleryuzlu. Bu amca daha cok gece oluyor, ve biz onu pek gormuyoruz. Cok sevimli bence, sevimli buldugum nadide African American lardan biri.

Iste kadro bu ! Bizim ekip!

No comments: