Once mevsimden başlayalım. Malum kış. Yani bu şu demek hatırlatayım 5-6 ay Ekim ortasından Nisan ortasına kadar hava berbat. Sorulmayacak soru : bu ne zaman bitecek?
Geçen Aralık burada değildim. Tarihin en soğuk kışı olmuş Kuzey Amerikada. Olümler filan, yani doğal afet bile ilan edilmiş. 2006 Aralık ını hatırlarım ki kar yoktu yani White Christmas bile olamamıştı. Ocak ta geldiğimde tam özlediğim gibi buldum Chicago yu: bembeyaz, bumbuz. Malum TR nin bayıcı, nemli sıcağı, karar verdim sonunda sıcaktansa soğuğu tercih edeceğime. Yani hazırlıklı idim. O da beni yanıltmadı. İlk hafta kuzey kutbundan daha soğuktu, anahtar için elimi eldivenden çıkardım bir dakikadan az, ve elim buz tuttu, sonra ısıtarak açıldı. Sonra alıştım, yani şakası olmadığını hatırladım ve dalga geçmedim , kuralına uydum. Kampüs etrafı açıklık nedeniyle herhalde muhteşem rüzgarlı ve fırtınalı oluyor, rüzgara karşı yürünmeye çalışıyor. Bu önemli değil, soğuk rüzgarla iki katı hissediliyor. Ozetle artık dereceler hesaplanmıyor, herşeyden ikişer kat giyiliyor, binaların içinde soğan gibi kat kat çıkarılıyor. Bazen binalar arası koşarken kafamı örtmeyi unutuyorum veya eldivenimi, işte o zaman kötü.
Ama bu hafta sonu nazar değmesin bi durum var. Sankı bahar geldi : 15 C !!! Fahrenheit değil, Grad Celcius. Bahar gelince karların erimesi durumu yani, tabi burda dağ yok, bu nedenle düzlükte ne kadar akabilirse, ama resmen şırıltı var :) Sonra kuşlar gelmiş, cıvıltılar duyuluyor. Faytonlar ortada, tabi hala bu işe para verecek turist var demek ki, oldukça pahalı bir tur bu. Ama yakında 14 Şubat var, iş çıktı faytonculara. Sonra tüm kar dağları eridiği için kaldırımlar, parklar daha rahat yürümek , koşmak için. Ben de yürüyüşe fırladım, maksat gezi olsun ucunda da alışveriş olsun. Veeee gocukum, eldivenim, atkım , berem olmadan. Anorak, tshirt, kot ve çorapsız spor ayakkabı. Ah şimdi anlamak mümkün neden biraz hava ısınınca (dikkat güneş açınca değil, Chicago da -15 de bile güneş açar, aldatır fena halde) insanlar dolaplardan sandaletleri, tshirtleri etekleri alır, ve neden her kış uykuya yatar ayılar. Bunu en iyi kutuplar ve Chicago da yaşayanlar anlar :))
Geçen Aralık burada değildim. Tarihin en soğuk kışı olmuş Kuzey Amerikada. Olümler filan, yani doğal afet bile ilan edilmiş. 2006 Aralık ını hatırlarım ki kar yoktu yani White Christmas bile olamamıştı. Ocak ta geldiğimde tam özlediğim gibi buldum Chicago yu: bembeyaz, bumbuz. Malum TR nin bayıcı, nemli sıcağı, karar verdim sonunda sıcaktansa soğuğu tercih edeceğime. Yani hazırlıklı idim. O da beni yanıltmadı. İlk hafta kuzey kutbundan daha soğuktu, anahtar için elimi eldivenden çıkardım bir dakikadan az, ve elim buz tuttu, sonra ısıtarak açıldı. Sonra alıştım, yani şakası olmadığını hatırladım ve dalga geçmedim , kuralına uydum. Kampüs etrafı açıklık nedeniyle herhalde muhteşem rüzgarlı ve fırtınalı oluyor, rüzgara karşı yürünmeye çalışıyor. Bu önemli değil, soğuk rüzgarla iki katı hissediliyor. Ozetle artık dereceler hesaplanmıyor, herşeyden ikişer kat giyiliyor, binaların içinde soğan gibi kat kat çıkarılıyor. Bazen binalar arası koşarken kafamı örtmeyi unutuyorum veya eldivenimi, işte o zaman kötü.
Ama bu hafta sonu nazar değmesin bi durum var. Sankı bahar geldi : 15 C !!! Fahrenheit değil, Grad Celcius. Bahar gelince karların erimesi durumu yani, tabi burda dağ yok, bu nedenle düzlükte ne kadar akabilirse, ama resmen şırıltı var :) Sonra kuşlar gelmiş, cıvıltılar duyuluyor. Faytonlar ortada, tabi hala bu işe para verecek turist var demek ki, oldukça pahalı bir tur bu. Ama yakında 14 Şubat var, iş çıktı faytonculara. Sonra tüm kar dağları eridiği için kaldırımlar, parklar daha rahat yürümek , koşmak için. Ben de yürüyüşe fırladım, maksat gezi olsun ucunda da alışveriş olsun. Veeee gocukum, eldivenim, atkım , berem olmadan. Anorak, tshirt, kot ve çorapsız spor ayakkabı. Ah şimdi anlamak mümkün neden biraz hava ısınınca (dikkat güneş açınca değil, Chicago da -15 de bile güneş açar, aldatır fena halde) insanlar dolaplardan sandaletleri, tshirtleri etekleri alır, ve neden her kış uykuya yatar ayılar. Bunu en iyi kutuplar ve Chicago da yaşayanlar anlar :))
No comments:
Post a Comment