Wednesday, July 25, 2007

Nerde kalmıştık?


Çoook uzun zaman olmuş meğerse, burdan anladım ki yazmak ben de alışkanlık olmamış henüz, hemen kaytarıveriyorum. Mazeretim var, bu sürede annem ve kardeşim beni ziyarete geldi, sonra proje teslimleri, tatiller, çalışmalar ve vaktinden önce bir İstanbula geliş, ee tabi sonra of-puf modunda geçen sıcak ve avare ve de pek iç açmayıcı İstanbul günleri. Toparlayacağım.

Tam bu tarihte yani Nisan ın ortasında Amerika'da Virginia Üniversitesinde korkunç bir katliam oldu. Hayır terörist bir saldırı değil. Bir cinnet ve cinayet olayı. Koreli (şu an kuzey veya güney hatırlamıyorum, ayıptır söylemesi çok farklıdırlar ama ben de iz bırakmamış) bir öğrenci bir sabah okula geliyor, 2 kişiyi öldürecek şekilde bir ateş açıyor sınıflarda, sonra hatırı sayılır bir kanala (CNN, MSNBC veya Fox olacak) bir video ve mektup gönderiyor, sonra geri dönüp bu sefer 30 kadar öğrenci ve hocayı öldürüyor. Sonra da kendini vuruyor. Bu olay ikinci kez tekrar büyük bir katliam Amerikan üniversite ve okullarında. Arkadaş uzunca süredir şiddet dolu hareketler edip, şiddet içeren yazılar yazıyormuş. İngilizce hocası bu durumun yaratıcılığı aştığını düşünüp yönetime bildirmiş, hatta galiba olay mahkemeye gitmiş. Herşeyi çok didik didik konuşup derin analizler yapmayı seven Amerikalılar bunu önemsememişler. Sonunda toplum dışına itildiğini düşünen bu öğrenci çok kolay silah edinerek daha da dikkat çekecek bir final tasarlamış. Gerçekten bunu çok planlı ve soğukkanlı ve de daha korkuncu bilinçli yapmış. Sınıfları tekrar tekrar gelip taraması "öyle bir çıldırdım" hali değil. Tabi 30 + kişi ölünce , hele bu rastgele bir yerde değil Virginia üniversitesi gibi saygın ve iyi rankingleri olan bir okulda olunca çok ses verdi. Tabi sonrasında en ince detayına kadar yazıldı , çizildi, analiz edildi. Ama biraz geç, hele de Koreli arkadaş (ki burada milliyeti ile ayrımcılık yapmak istemedim) hem önceden hem de son gün iki eylem, pardon katliam, arası uyarmışken.
Burada çok ilginç noktalar var :
1. Amerika'da maalesef silah lobisi çok güçlü, bunu Irak savaşından biliyoruz.Hadi diyelim o savaş hali. Ancak tutucu, kırsal ve "has" Amerika'da öyle eyaletler var ki "at, avrat, silah" üçlemesini sanki kendine düstur edinmiş. Bu kesim için silah çok önemli, av bir yana, kendini savunma, evinde bulundurma hatta alenen yan bakanlara veya yan bakma potansiyeli olanlara saldırı için en işlevsel ve her eve lazım bir alet edevat. Bush da bu kesimin destekçisi. Bu nedenle silah edinmek çok kolay. Peki, lakin, fakat çocuklar nasıl bu kadar kolay ediniyor? Neticede Koreli arkadaş bunu babasının garajından almamış ki. Bu da çok yazıldı, çizildi, ama öyle kaldı. Yine aynı tas, aynı hamam.
2. Burası okul; ilim irfan yuvası özelliğini vurgulamıyorum. Virginia gibi büyük bir üniversitenin kendi polisi oluyor. Sabah silah sesleri hiç mi duyulmadı? Duyulduysa havai fişek mi sanıldı? Yoksa orda da "bizim takım maçı kazandı" muhabbeti mi oldu? Tabi bu en son nokta. Bu polisler, ki kendileri bütçeden pay alırlar ve de banka koruma memuru gibi değil, gerçek polis kadar donanımlıdırlar, bu ve benzeri silahlanma olaylarını hiç mi takip etmiyor, önceden kontrol etmiyor?
3. Koreli arkadaşın biraz geççe bakılan (ki bu gecikme 30+ cana mal oldu) videosundaki görüntüler çok rahatsızlık verici. Belli ki bu arkadaş ciddi hasta. Ayrıca uzunca bir süredir bunun sinyalini vermiş ve yine belli ki kendince yardım istemiş. Bu üniversitelerin devasa kadroları var öğrenci danışma, bir nevi rehberlik için. Neden hakkında bu kadar şikayet olan bir kişiyi izlemezler, gerçek işlevleri yardım etmek değil mi? İlla kişinin bunu çok açık mı belirtmesi gerekiyor? Bu diğer öğrenci, hoca ve görevlilerin hayatlarını tehlikeye atmak değil mi? Bu hareket farklılığını görüp, hatta bizzat yaşayan kişiler niye olayı hafife alır? İnsanlar bu kadar mı uzak birbirine ? Evet, bence öyle.

Bu olayda aslında çok acı dersler çıktı, bedelleri çok genç, hayalleri ve iddiaları olan öğrenciler, akademik ortamda verimli olan profesörler canları ile ödedi. Umarım 2-3 hafta kesintisiz bu olayı izleyen basın sadece rating için bunu yapmaz, takip eder. Umarım Virgina üniversitesi binlerce genç insanın bulunduğu bir ortamda kişilerin "mümkünse ben ilgilenmeyeyim, bana bu konuda bir instruction verilmedi" tavrını göstermemelerini sağlar, kurumları polis dahil daha sorumlu çalışır. Umarım silah sevgisini akıl sağlığı ile tartabilir devletin kanun koyucuları ve silah tacirleri biraz sorumluluk alırlar.

Bunun sonucunda tabi bizim okulun polisi derhal kendini gösterdi, tatbikat, broşür, "aman efendim biz de böyle şey asla olmaz" filan falan. Biz de inandık, Allah polisimize zeval vermesin, hasta ruhları tedavi etsin. Malum burda polisiye olay çok, bundan etkilenen ve de kendini böylece "gösterme" fırsatı olan çok.

No comments: